Hangi iklimin,hangi mevsiminde vurdun beni hatırlamıyorum...Hatırlamaktan korktuğum birçok gün gibi o günü de sildim zamanın tiktak seslerinden...
Karşıma çıkan her ağacın her dalına,yaprak yaprak, seni ve karanlığı misafir eden gözlerini çizmiştim hatırlamak istemediğim vakitler diliminde.Şimdi bir cellat gibi karşıma dikilen zamanda,adım başı, geçtiğim kaldırımlara düşen yaprakları topluyorum...Ezip geçmeli mi sararan yaprakları yoksa kimsenin ayağına değip,yakmasın canlarını diye birbir toplayıp,kuytu bir köşede ateşe mi vermeli? Doğru olan hangisi bilmiyorum...Bilmekten korktuğum birçok şey gibi...
Sözlerinle vurulduğum gün,anladım ki aşk vicdan istermiş..! Aşk sabır istermiş..! Aşk emek istermiş..! Sen bu aşkta emeğini, yıkıp,parçalamak için kullandın.Sen,bu aşkta sabrını benim sabrımı ölçmek için harcadın...Sende eksik olansa “ vicdan” dı...Hançeri sırtıma sapladığın gün,gözlerinde bir dirhem acı yoktu...
Çünkü yalnızca vicdanı olanlar aşk acısı çekerdi.
Şimdi bu sana son sözüm:
Birgün dönmeyi düşünürsen
Kaybettiğin vicdanını bulduğun gün çık karşıma..!